22 Aralık 2024 Pazar
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Acıbadem Ataşehir Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Edagül Kopuz “Günümüzde birçok ülkede anti-inflamatuar, antioksidan, antiviral ve antidiyabetik özellikleri nedeniyle ilaç olarak kullanılmakta olan balkabağı, besleyici içeriği ve sağlık üzerindeki olumlu etkileri sayesinde diyetimizde mutlaka yer alması gereken bir besindir. Onu doğru besinlerle birlikte tüketmek, vücudun ihtiyaç duyduğu vitamin ve mineralleri daha etkili bir şekilde almamızı, faydalarından en üst düzeyde yararlanmamızı sağlar” diyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Edagül Kopuz, balkabağı ile gelen 8 önemli faydayı anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Bağışıklık sistemini güçlendirir
Balkabağı, içerdiği C vitamini sayesinde, kış aylarında artan hastalıklar karşısında vücudun bağışıklığını güçlendirir. Balkabağına karabiber, zencefil, zerdeçal gibi baharatlar eklemek balkabağındaki beta-karotenin vücutta emilimini artırır. Böylece cildin yenilenmesini sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıkların riskini azaltarak, vücuda direnç kazandırır. Balkabağı antioksidan özellikleri sayesinde serbest radikalleri temizler, vücudu hastalıklara karşı korur.
Kilo kontrolüne yardımcı olur
Beslenme ve Diyet Uzmanı Edagül Kopuz “Balkabağı, 100 gramında sadece 26 kalori içeriği ile diyet yapanlar için ideal bir sebzedir. Yüksek lif yapısı sayesinde tok tutar, sindirim sistemini düzenler ve kilo kontrolüne yardımcı olur. Balkabağına tarçın ve zencefil gibi baharatlar eklemek, hem sindirimi destekler hem de metabolizmayı hızlandırarak, kış aylarında vücudun daha hızlı çalışmasına yardımcı olur” diyor.
Cilt sağlığını destekler
Balkabağı cildin daha sağlıklı ve parlak görünmesini desteklerken antioksidan özellikler cilt yaşlanmasını geciktirir, kırışıklıkların oluşumunu engellemeye yardımcı olur. Balkabağını yağlar (zeytinyağı, avokado yağı, hindistancevizi yağı) ile birlikte tüketmek, içeriğindeki beta-karotenin vücutta daha iyi emilmesini sağlar. Zeytinyağı veya avokado yağı ile pişirilen balkabağı, A vitamini emilimini artırarak hem göz hem cilt sağlığına büyük katkı sağlar.
Sindirim sistemini düzenler
Yüksek lif içeriği sayesinde balkabağı, sindirim sistemini düzenler ve kabızlık gibi sorunları önler. Aynı zamanda mideyi rahatlatır, bağırsak hareketlerini hızlandırarak sindirim sürecini iyileştirir. Protein kaynakları (tavuk, yumurta, mercimek) ile tüketildiğinde öğünleri daha doyurucu hale getirir.
Kış depresyonuna karşı korur
Balkabağı, içerdiği triptofan adlı amino asit sayesinde ruh halini iyileştirici etkiye sahiptir. Triptofan, vücutta serotonin üretimini artırarak depresyon belirtilerini hafifletir. Bu, kış depresyonuna karşı olumlu bir etki sağlayabilir.
Kemikleri güçlendirir
Balkabağı, kalsiyum açısından zengin olan süt ve yoğurt ile beraber tüketildiğinde kemik sağlığını güçlendirir. Kalsiyum, kemiklerin güçlenmesine yardımcı olur, osteoporoz gibi hastalıkların önlenmesinde önemli bir rol oynar.
Kalbi korumaya yardımcı olur
İçeriğindeki potasyum, kalp sağlığını korumada önemli rol oynar. Potasyum, kan basıncını düzenler, kalp krizi ve inme riskini azaltır. Ayrıca, sağlıklı yağlarla birlikte kalp dostu beslenmeyi destekler.
Hormon dengesini destekler
Beslenme ve Diyet Uzmanı Edagül Kopuz “Balkabağındaki çinko, hormon dengesinin korunmasına yardımcı olur. Özellikle kadınlarda adet döngüsünü düzenlemeye ve ciltteki hormon kaynaklı sorunları azaltmaya yardımcı olabilir” diyor.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Bal kabağının psikolojiye de iyi gelebileceğini dile getiren Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, tüm sağlıklı özelliklerine rağmen, hiçbir besinin tek başına vücuda yarar sağlamadığına dikkat çekti ve “Yeterli ve dengeli bir beslenme programının içinde yer aldığında ve uygun porsiyonda tüketildiğinde bu olumlu etkileri görülebilir.” dedi. Hülya Yiğit ayrıca bal kabağı tüketmeyi sevenler için şekersiz bal kabağı tatlısı tarifi verdi.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, kış aylarında sıkça tüketilen bal kabağının faydaları hakkında bilgi verdi ve sağlıklı bal kabağı tatlısı tarifi paylaştı.
Bal kabağı içerdiği vitaminler ve minerallerle sağlığı destekliyor!
Ülkemizde iklimsel çeşitlilik sayesinde birçok meyve ve sebzenin yetişebildiğini hatırlatan Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, “Kış aylarının gelmesi ile birlikte, turuncu rengiyle iştahımızı kabartan bal kabağı da çevremizde sıkça gördüğümüz sebzelerden biridir.” dedi.
Mevsimsel olarak tatlılarda, çorbalarda veya ana yemeklerde tüketilen bal kabağının mevsiminde tüketildiği için birçok sebzeye göre daha az kimyasal ilaç veya koruyucu madde içerdiğine dikkat çeken Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, “Bal kabağı içerdiği A, C, E vitaminleri, potasyum, magnezyum sayesinde göz sağlığını koruma, cilt sağlığını destekleme ve bağışıklığı güçlendirmeye yardımcı olur. İçerdiği diyet lifi sayesinde bağırsak sağlığını destekler.” şeklinde konuştu.
Bal kabağı tüketmek psikolojiye de iyi gelebilir…
Son zamanlarda yapılan çalışmalarda, bağırsak sağlığının psikolojik durum, stres ve anksiyete üzerinde etkileri olduğunun görüldüğünü aktaran Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, “Bu sonuçları göz önünde bulundurduğumuzda, bal kabağını tüketmek psikolojinize de iyi gelir diyebiliriz. Ayrıca içerdiği bu vitamin, mineral ve diyet lifi kötü kolesterolün dengelenmesine yardımcı olur, kas ve kemik sağlığını olumlu etkiler. Bal kabağının birçok olumlu özelliği olmasına rağmen toplumda bu besine alerjisi olan bireyler de mevcuttur.” açıklamasını yaptı.
Bal kabağının sağlıklı bir sebze olduğunu ancak, hiçbir besinin tek başına vücuda yarar sağlamadığına dikkat çeken Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, yeterli ve dengeli bir beslenme programının içinde yer aldığında, uygun porsiyonda tüketildiğinde bu olumlu etkilerinin görülebileceğini aktardı.
Bal kabağı tatlısı şekersiz de yapılabiliyor…
Bal kabağının çorbalarda ve sebze yemeklerinde tüketilebildiğini ancak tatlı olarak daha sık tercih edildiğini dile getiren Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, sağlıklı ve düşük kalorili bal kabağı tatlısı tarifi vererek sözlerini tamamladı:
“Şekersiz bal kabağı tatlısı için, 2 dilim bal kabağı, 4-5 adet çubuk tarçın, 2 yemek kaşığı tahin ve çekilmiş ceviz kullanılabilir.
Kabakları küp küp büyük parçalar halinde doğrayıp, içine tarçın ekleyerek kabaklar yumuşayıncaya kadar kısık ateşte pişirin. Tarçın tadını seviyorsanız miktarını arttırabilirsiniz. Piştikten sonra üzerine tahin ve ceviz ekleyerek süsleyin. Eğer tatlı isteğiniz yüksekse üzerine 1 tatlı kaşığı bal da ekleyebilirsiniz. Afiyet olsun.”
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Sağlık kariyerlerine sembolik bir adım atan öğrenciler, beyaz önlüklerini giyerek sağlık çalışanı olma yolundaki ilk heyecanı yaşadı
İstanbul Bilgi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi birinci sınıf öğrencileri ve Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu ikinci sınıf öğrencileri, Kuştepe Kampüsü’nde düzenlenen Beyaz Önlük Giyme Töreni’nde bir araya geldi. Öğrenciler, beyaz önlüklerini giyerek sağlık kariyerlerine anlamlı bir başlangıç yaptı.
Tören, İstanbul Bilgi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Ege Yazgan, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Gonca Günay, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zeynep Şimşek, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Cem Sezai Başar, akademisyenler ve bini aşkın öğrencinin katılımıyla gerçekleşti.
Törende konuşma yapan İstanbul Bilgi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Ege Yazgan, “İnsan yaşamı her şeyden daha önemlidir. Beyaz önlük, sağlığa ve insana saygının, sorumluluğun ve mesleki dürüstlüğün simgesidir. Üniversitemizin ‘Okul için değil, yaşam için öğrenmeli’ mottosuna uygun olarak, öğrencilerimizin aldıkları teorik eğitimi yaşamın içinde uygulayarak mesleklerine adım atacaklarına inancımız tamdır. Beyaz önlüklerinizi giyerken duyduğunuz heyecanı ve burada öğrendiğiniz etik değerleri meslek hayatınız boyunca koruyacağınıza inanıyoruz” dedi.
‘Yeni bilgi üretmek ayrıcalıklı bir eğitimi gerektirir’
BİLGİ Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zeynep Şimşek, “Sağlık çalışanı olmak, sadece bilgi edinmekle sınırlı kalmaz; bu bilgiyi doğru analiz etmek, uygulamaya dönüştürmek ve sürekli gelişen sağlık sorunlarına karşı yeni bilgiler üretmeyi öğrenmeyi gerektirir. Günümüzde bilgiye erişmek kolay ancak yeni bilgi üretmek ayrıcalıklı bir eğitimi gerektirir. Sizlerin hem mesleki bilgi birikimini hem de insana dokunmanın getirdiği sorumluluğu etik değerlerle harmanlayarak hayata geçireceğinize inancımız tam” ifadelerini kullandı.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Gonca Günay ise, “Sağlık personeli olarak yetişmek zor bir süreç ve bu zorluk meslek hayatınız boyunca devam edecek. Ancak değerli hocalarınızın yol göstericiliğiyle bu yolda başarıyla ilerleyeceksiniz” dedi.
‘Beyaz önlük sade bir kumaş parçasından fazlasını ifade ediyor’
BİLGİ Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Cem Sezai Başar, beyaz önlüğün sağlık profesyonelleri için sade bir kumaş parçasından çok daha fazlasını ifade ettiğini belirterek, “Bu önlük mesleki değerleri, bilgi ve beceriyi, temizliği ve sorumluluğu sembolize eder. Geleceğin sağlık profesyonelleri olarak topluma değer katacağınıza inanıyorum” diye konuştu.
Beyaz önlüklerini giyerek mesleğe ilk adımını atan öğrenciler törende duygularını paylaştı. BİLGİ Beslenme ve Diyetetik Bölümü birinci sınıf öğrencisi Gökdeniz Yıldız, “Bugün, hayatımızdaki en anlamlı adımlardan birini attığımıza tanıklık ediyoruz. Beyaz önlüklerimiz, bilime olan bağlılığımızın ve insan sevgimizin bir sembolüdür” derken BİLGİ Hemşirelik Bölümü öğrencisi Medine Ceren Demirci, “Zorlu ama bir o kadar da değerli bir yolculuğa çıktık. Umarım bu yolda en güzel eşlikçilerimiz olan vicdan, merhamet ve empati duygularımızı rehber alır, onlardan hiç ayrılmayız” ifadelerini kullandı.
Türkmenistan’dan eğitim almak için gelen Hemşirelik Bölümü öğrencisi Ayjeren Aylyyeva ise, “İnsanlara yardım etme ve onların hayatına dokunma arzusu benim için bu mesleği cazip kıldı. Sağlık, herkesin temel hakkıdır ve ben bu hakkın savunucusu ve uygulayıcısı olmak istiyorum” dedi.
BİLGİ Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu öğrencileri ise Hediye Kılıç ve Talha Atar konuştu. Kılıç, “Sadece beyaz bir önlük değil, hayallerimizin ve kararlılığımızın sembolü olan bu özel giysiyi gururla taşıyoruz” diye belirtirken Atar, “Beyaz önlük, yalnızca bir sembol değil; topluma liderlik yapma sorumluluğunu taşıdığımızın göstergesidir. Yeni bilgi ve becerilerle donanmış olarak her zorluğun üstesinden geleceğiz” dedi
İstanbul Bilgi Üniversitesi Hakkında:
İstanbul Bilgi Üniversitesi, 1996 yılında “Okul için değil, yaşam için öğrenmeli” mottosuyla Türkiye’de üniversite yaşamına yeni bir soluk getirmek amacıyla kurulmuştur. Bugün 20.000’in üzerinde öğrencisi ve 60.000’i aşkın mezunu bulunmaktadır. İstanbul Bilgi Üniversitesi, Hukuk, İletişim, İşletme, Mimarlık, Mühendislik ve Doğa Bilimleri, Uygulamalı Bilimler, Sağlık Bilimleri ile Sosyal ve Beşerî Bilimler fakültelerinin yanı sıra meslek yüksekokulları ve enstitüleri çatısı altında 150’yi aşkın ön lisans, lisans ve lisansüstü program sunmaktadır. Üniversitenin İstanbul’un merkezinde, santralistanbul, Dolapdere ve Kuştepe olmak üzere üç kampüsü bulunmaktadır.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Üniversite sınavında başarılı olmak için hedef belirleme ve verimli çalışmanın önemine işaret eden Uzm. Psikolojik Danışman Özgür Akoğlan, “Ders çalışma esnasında ve molalarda ders verimini engelleyebileceği için televizyon, telefon, internet gibi dikkat dağıtıcı unsurlardan uzak kalmaya özen gösterilmeli.” dedi.
Odaklanma sorunu olan öğrencilerin Pomodor tekniğine (25 dakika çalışma ve ardından 5 dakika mola) göre çalışması önerisinde bulunan Akoğlan, “Derse hazırlıklı katılmak, çalışma verimini yüzde 100 arttıracaktır.” dedi.
Üsküdar Üniversitesi Eğitim Kurumları ve Rehberlik Hizmetleri Yöneticisi Uzm. Psikolojik Danışman Özgür Akoğlan, üniversite sınavında başarılı olmak için hedef belirleme ve verimli çalışmanın önemini değerlendirdi.
Odaklanmayı ölçen, yorum ve mantığı ölçen sorular çoğunlukta
Üniversite sınavında başarılı olmanın temelinde konu eksiklerinin doğru tespiti, bölüm ve net hedeflerin belirlenmesi, çalışma yöntemini kurgulama ve motivasyonu artırmanın önemli olduğunu kaydeden Uzm. Psikolojik Danışman Özgür Akoğlan, “Son yıllarda ÖSYM soru tarzlarında değişikliğe gitti daha çok analitik düşünmeyi gerektiren odaklanmayı ölçen yorum ve mantığı ölçen soru tarzları yoğunluk kazandı.” dedi.
Verimli ders çalışma ortamı nasıl olmalı?
Uzm. Psikolojik Danışman Özgür Akoğlan, verimli ders çalışmanın ve ortamın nasıl olması gerektiğini şöyle anlattı:
“Çalışma masasının üstünde sadece ders çalışmak için gereken materyaller olmalı. Oda çok sıcak ya da çok soğuk olmamalı. Ders çalışma esnasında ve molalarda ders verimini engelleyebileceği için televizyon, telefon, internet gibi dikkat dağıtıcı unsurlardan uzak kalmaya özen gösterilmeli. Ders çalışırken ve molalarda müzik dinlenmemeli, dinlenecekse de sadece molalarda sözsüz müzik tercih edilmesi daha uygun olur. Sürekli yemek yemek, sakız çiğnemek dikkatin yoğunluğunu azaltacaktır. Bunun yanı sıra aç ve yorgun bir şekilde ders çalışmak da çalışma verimini olumsuz etkiler. Gün sonunda mutlaka o gün çalışılan konular tekrar edilmeli. O derslerle ilgili olanaklar elverdiğince bol soru ve testler çözülmeli.”
Çalışma planı hafta sonunu da kapsamalı!
Gün içinde kişiye en zor gelen dersten en kolay derse doğru çalışmanın en verimli çalışma olacağını da kaydeden Uzm. Psikolojik Danışman Özgür Akoğlan, “Çalışma planı haftanın her gününü (cumartesi, pazar dahil) kapsayacak şekilde oluşturulmalıdır. Her gün aynı saatte derse başlamak yararlı olur. Odaklanma sorunu olan öğrenciler Pomodor tekniğine (25 dakika çalışma ve ardından 5 dakika mola) göre çalışmalıdır.” diye konuştu.
Konuları biriktirmeyin!
Ders çalışma planı oluşturulurken, yapılması gereken çalışmaların listelenip öncelik sırasına göre kişiye uygun şekilde planlama oluşturulabileceğini dile getiren Uzm. Psikolojik Danışman Özgür Akoğlan, “Bütün dersler işlendikçe çalışılmalı, konular biriktirilmemeli. Dersler tekrar edilirken anlaşılmayan konular tespit edilmeli, ertelemeden öğretmene sorularak öğrenilmelidir. Yanlış yapılan veya çözülemeyen soruların doğru yanıtları da anlaşılmayan konular gibi tekrar edilmelidir.” dedi.
TV karşısında çalışmayın, yerinizi değiştirmeyin!
Verimli ders çalışmada sayısal bir dersin ardından sözel bir dersle devam edilebileceğini de ifade eden Uzm. Psikolojik Danışman Özgür Akoğlan, “Sözel bir dersi çalışırken anahtar kelime ve cümlelerin renkli kalemlerle altları çizilebilir. Kesinlikle TV karşısında çalışmayın. Çalışma yerinizi değiştirmeyin. Her gün mutlaka 30 dakika kitap okuyun.” şeklinde konuştu.
Derslere hazırlık, verimi %100 artırıyor!
Verimli ders çalışma konusunda ip uçları veren Uzm. Psikolojik Danışman Özgür Akoğlan, “Derse hazırlıklı katılmak çalışma verimini yüzde 100 arttıracaktır. Hatalarını bilen ve düzelten herkesin iyi bir çalışmayla istediği hedefi rahatlıkla yakalayabileceğini unutmayın.” şeklinde sözlerini tamamladı.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.